Image Alt

Happy Academy Blog

  /  Genel   /  Mükemmel Zamanlamanın Bilimsel Sırları

Mükemmel Zamanlamanın Bilimsel Sırları

“Her gün neler yapar insan, yaptığından bihaber!” – William Shakespeare

Maltepe Üniversitesi yayınlarından 2019 yılında çıkan, Daniel Pink’in “Ne Zaman” adlı kitabı mükemmel zamanlamanın bilimsel sırlarını anlatıyor.

Birinci bölümde Pink, dünyanın ruh halini ölçmek için yapılan bir araştırmadan bahsediyor. 

Araştırmada Cornell Üniversitesi’nden iki sosyolog, Michael Macy ve Scott Golder, 84 ülkeden 2,4 milyon twitter kullanıcısının iki yıl boyunca paylaştığı 500 milyonu aşkın twitter mesajını incelediler. 

Twitter’daki mini mesajların, yani insanların neyi nasıl söylediğini gösteren ifadelerin inanılmaz hacmi sosyal bilimcilerin insan davranışını daha iyi anlamak için araştırabilecekleri bir veri okyanusuydu. Macy ve Golder’da bu hazineyi insanların duygularının özellikle de “pozitif duygulanımlar” (heyecan, özgüven ve çalışma isteği gibi duygular) ve “negatif duygulanımların” (öfke, rehavet ve suçluluk gibi duygular) zaman içinde nasıl değiştiğini ölçmek için kullanabileceklerini umuyorlardı. Yarım milyar mesajı her sözcüğü değerlendirerek, içerdiği duyguyu belirleyen LIWC adı verilen güçlü bir metin analizi programı kullanarak analiz ettiler.

Sonuç 2011 yılında Science dergisinde yayınlandı. Araştırmacılar insanların uyanık olduğu saatlerde tutarlı bir örüntü olduğunu gördüler. Pozitif duygulanımların, yani kullanıcıların kendilerini faal, canlı ve umutlu hissettiklerini gösteren mesajların sayısı genellikle sabah saatlerinde yüksek oluyor, akşamüstü düşüyor, gecenin ilk saatlerinde de yeniden yükseliyordu.  Kullanıcının Kuzey Amerikalı veya Asyalı, Müslüman ya da ateist, beyaz, siyah ya da Latin Amerikalı veya Hintli olması hiç fark etmiyordu. Makalede “zamansal duygu örüntüsünün farklı kültürlerde ve coğrafi bölgelerde benzer özellikler gösterdiği” belirtiliyor. Haftanın hangi günü olduğu da bir fark yaratmıyor. İster pazartesi ister perşembe olsun, hafta içi günler hep aynı örüntüyü yansıtıyor. Hafta sonuysa sonuçlar hafif bir değişim gösteriyor. Cumartesi ve pazar günleri pozitif duygu içeren mesajların sayısı biraz daha yüksek oluyor, sabah yükselişi de hafta içi günlerden iki saat kadar geç başlıyor, ama genelde durum hafta içi günlerle aynı. Büyük ve çeşitlilik gösteren bir ülke ile küçük ve homojen bir ülkede alınan sonuçlar arasında da bir fark yok. Günlük örüntüler hemen hemen aynı ve yanda yer alan tablodaki gibi gerçekleşiyor. 

Farklı kıtalarda ve zaman dilimlerinde görülen dalgalanma, okyanus sularının med-cezir hareketi kadar istikrarlı. Yükseliş, düşüş, yeniden yükseliş.

Günlük hayatımızın yüzeydeki görünümünün altında saklı bir örüntü var ve bu şaşırtıcı örüntü hem hayati önem taşıyor hem de bize çok önemli bilgiler veriyor.

İçsel kronometremiz de bu örüntüyü belirleyen etkenlerden biri. 

Yüz milyonlarca twitter mesajı devasa bir kaynak sunsa da, günlük ruh halimizi tam olarak aydınlatamaz. İnsanlar genellikle sosyal medyayı dış dünyaya ideal bir görüntü vermek için kullanıyor, gerçek duygularını maskeliyorlar. Üstelik bu kadar çok veriyi yorumlamak için kullanılan analitik araçlar ironi, alaycılık gibi insanlara özgü örtülü anlam ve ifadeleri her zaman tspit edemiyor. Fakat twitter mesajını kullanan diğer araştırmalarda Macy ve Golder’ınkilere benzer örüntüler buldular.

Neyse ki davranış bilimciler insanların düşüncelerini ve duygularını incelemek için çok çeşitli yöntemler kullanıyorlar. Bunlardan bir tanesi duygularımızın bir saatten diğerine nasıl değiştiğini tespit etmek için 2006 yılında Nobel ödüllü Daniel Kahneman’ın ve Alan Krueger GYY Günü Yapılandırma Yöntemi ile duygunun gün içindeki ritimselliğini ölçtüler. Çeşiti ırklardan, gelir ve eğitim düzeyinden kadın katılımcılar ile gerçekleşti. Sonuç:

  • Mutluluk oranı sabah saatleri boyunca artıyor, öğleden sonra azalıyor, akşam yeniden artıyor.
  • İnsanlar sabah saatleri boyunca kendilerini başkalarına daha yakın hissediyor, öğleden sonra yakınlık duygusu azalıyor, akşam yeniden artıyor.
  • Sabah saatleri ilerledikçe eğlenme oranı yükseliyor, öğleden sonra düşüyor, akşam yeniden yükseliyor.

Tablo, kötü duyguların saatlerini iyi duyguların saatlerinden çıkararak oluşturuldu.

İnsan duyguları gibi değişken bir konuda yapılan hiçbir çalışma ya da uygulanan hiçbir yöntem kesin olamaz ama bu örüntü o kadar tutarlı ve o kadar çok çalışmada tespit edildi ki, görmezden gelmek imkansız. 

Zirve, düşüş ve geri dönüş… 

Daniel Pink birinci bölümün son paragrafında diyor ki mesleğiniz ister çocuklara eğitim vermek, ister otomobil imal etmek olsun ortadaki düşüş saatlerine dikkat edin. 

Zamanlamaya dair farkındalığımız ve yapılacak küçük düzenlemelerle büyük farklılıklar yaratabiliriz değil mi? 

Gün içinde doğru zamanlamayı belirlemek amacıyla daha detaylı bilgi edinmek için, bir hafta boyunca neler yaptığınızı sistematik olarak takip edebilirsiniz. Telefonunuzun alarmını doksan dakikada bir çalmaya ayarlayın. Her alarm çaldığında aşağıdaki üç soruyu cevaplayın:

  1. Ne yapıyorsunuz?
  2. 1’le 10 arasında bir ölçekte, şu anda kendinizi zihinsel olarak ne kadar uyanık ve canlı hissediyorsunuz? (1 az 10 yüksek)
  3. 1’le 10 arasında bir ölçekte, şu anda kendinizi fiziksel olarak ne kadar enerjik hissediyorsunuz? (1 az 10 yüksek)

Bir hafta boyunca bu takip çalışmasını yaptıktan sonra, sonuçları hesaba dökün. Genel örüntüye göre kendinize özgü bazı sapmaların olduğunu fark edebilirsiniz. Örneğin sizin düşüş saatleriniz öğleden sonranın daha erken saatlerinde başlıyor veya toparlanma döneminiz daha geç saatlere kalıyor olabilir. 

Kitabının tanıtım bülteninde de yazdığı gibi Pink’in önerileri zamanın ellerimizden uçup gitmesine bir son vermeyecek elbette, ama en azından saatlerimizi daha verimli kullanmamızı sağlayacak. Kendimizi anlar ve doğru yönetirsek zamanı da doğru yönetiriz.

Kaynak:

Daniel Pink, “Ne Zaman” kitabı

https://news.cornell.edu/stories/2011/09/study-tweets-reveals-mood-patterns-worldwide

Bir yorum yaz